Suriye’deyken öğretmendim. 30 yıl çocuklarla çalıştım, Suriyeli çocuklarla çok güzel günler geçirdim. Ama Türkiye’ye geldiğimde kendimi çok bitkin hissettim. Çünkü savaş zayıflık hissi verir.
Ben Şaza. Türkiye’ye geldiğimden beri ev hanımıyım. 2015 yılında, eşim İstanbul’da etrafındakilere “Eşim tüm gün evde oturduğu için rahatsız, kendisi öğretmen ve bu durumdan hoşlanmıyor,” demiş. Onlar da beni İnsan Kaynağını Geliştirme Vakfı’na (İKGV) yönlendirdi. İşte hayatıma yeniden yön vermemin hikâyesi böyle başladı.
Vakfa öncelikle Türkçe öğrenmek için geldim ve öğrendim. Katıldığım kadın dayanışması atölyesinde Suriyeli kadınlarla birlikte nasıl dayanışma içinde olunacağını öğrendim. Faydalanıcılar olarak hep birlikte Suriyeli kadınlarla Türkiye yasalarını öğrendik.
İKGV ile tanıştıktan sonra kendime olan güvenimi ve gücümü yeniden kazandım. Kadın dayanışması beni daha da güçlendirdi. Türkiye’ye ilk geldiğimde olduğu gibi artık güçsüz olmadığımı hissettim. Artık Suriyeli dostlarımı desteklemeye muktedir olduğumu hissediyorum.
Atölyelerde Türkiyeli dostlarımızla kaynaştık, birbirimizin kalbine ulaşmayı başardık. Sokakta, sosyal medyada işittiğimiz onca dışlayıcı söyleme rağmen kendi aramızdaki sosyal uyumu yakalayabildik. Ev sahibi dostlarımızın bizleri sevdiğini, bizlerden uzak olmadığını, ben bu projenin faaliyetleriyle öğrendim.
Biz birbirimizi seviyoruz. Bayramlarda, sevinçlerinde, üzüntülerinde Türkiyeli dostlarıma ortak oluyorum, duygularına saygı duyuyorum. Beni önemsediklerini, hislerimi paylaştıklarını biliyorum. Bu da aramızda muhabbet olduğu anlamına gelir.
Bu hayatta herkes misafirdir. Hepimiz öleceğiz, o halde nerede olursak olalım sevgi ve barış içinde yaşamak en iyisi.