Ben Karim, 2010 yılında Afganistan’dan Türkiye’ye geldim, Van‘a. Geldikten bir yıl sonra Van’da büyük bir deprem yaşadık ve eşim çok ağır yaralandı. Böylece bizi Aksaray’a gönderdiler.
Afganistan’da benim gibi Hazara toplumundan olanlara işkence ve eziyet uygulanır. Kadınlara tecavüz edilir. Canımızı kurtarmak için Türkiye’ye sığındık.
Kaçakçıların kendi kazdıkları, uçurum kenarındaki bir yolda, gece karanlığında farlarımız kapalı seyahat ettik. Tam on sekiz saat boyunca yüreğimiz ağzımızdaydı. Biz o kaçak yolda yüz bin kere öldük yüz bin kere dirildik.
Bu projenin bize en büyük katkısı çocuklarımızın okula gidebilmesi oldu. Bahçeli bir ev tuttuk. Ev sahibimiz bahçe sizden sorulur deyince çok mutlu oldum. Afganistan’da da ailemiz bu işle uğraşıyordu. Ağaçlara ve bahçeye bakıyoruz. Soğan ekiyoruz, şeker kamışı ekiyoruz, kişniş ekiyoruz, Türkiye’nin de yeşilliklerini ekiyoruz. Geçimimizi bu bahçe sayesinde karşılıyoruz.
Afgan arkadaşlarımız sayesinde Hayata Gülümse Derneği ile tanıştık. Hem eşim hem ben Türkçeyi burada öğrendik. Dersler yine açılsın koşarak okumaya gideceğiz. Daha sonra da inşallah meslek kurslarına katılacağız. Mantar yetiştiriciliğini öğrenmek çok istiyorum mesela.Dernek sayesinde bir Youtube kanalı açtım; adı “Kerim Çiftçi”. Burada bahçecilik ve çiftçilikle ilgili yayınlar yapıyorum. Ektiğim ve topladığım her şeyi yayınlıyorum. Ekip biçtiklerimle yemek yapıyor, onları da kanala koyuyorum.